Psikolojik Hastalıklar
Psikolojik Hastalıklar, Psikoloji insanın ruh halini tanımlayan ruh bilimidir. Duygu ve düşüncelerini dışarı belli edemeyen insanların belirli bir süre sonra kendi sorunlarını kafalarına takarak kendi içlerinde büyütmeleridir. Kişinin ev- sosyal hayatı, maddi manevi sorunları, sevgiden yoksunluk, her şeyi kendi iç dünyasında yaşamak gibi takıntıları kendi hafızalarında yaşayıp dışarı atamamalarından kaynaklanan sorunlardır. Psikolojik hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
Kronik depresyon hastalıklarını bazı uzman araştırıcılar biyolojik kökenli olduğunu ve beyindeki kimyasal maddelerinin yetersizliğine bağlı olduğunu söylemektedirler. Bazı araştırmacılarda düşünce sisteminde ki psikolojik dengesizlikten kaynaklanan rahatsızlık olduğunu söylemektedirler. Kronik depresyon belirtileri olan kişilerde:
Bu tür rahatsızlıklar görülür. Kronik depresyon hastalarının sürekli belirtisi yoktur ve bu yüzden hastalık sinsi bir şekilde ilerleyerek ruh halini yaşam biçimi haline çevirir. Kronik depresyon hastalığından kurtulmak için kırgın ve küskün olduğunuz insanlarla barışmalı, geçmişte size karşı yapılan haksızlıkları yapan kişileri affetmeli, kendinizi yorgun hissetmekten vazgeçmelisiniz. Kimsenin hayatınıza karışmasına izin vermeden ve etrafta olan bitenleri kafanıza takmadan yaşamanız gerekir. Kafanızda ne kadar olumsuz düşünce varsa hepsini yok edin ve etrafınızda sizi mutsuz edecek kişileri hayatınızdan çıkarın.
![]()
Paranoya hastalığına yakalanan kişiler genellikle iyi giyinirler ve etrafta olumlu şekilde dikkat çekicidirler. Fakat karşısındaki kişiler fark etmeden garip, kuşkucu ve düşmanca tavır içinde bulunabilir. İntihar, cinayet ve şiddet içeren davranışlar çoğunlukla görülür. Paranoya rahatsızlığı olan kişiler hastaneye polis, aile üyeleri veya yakınları tarafından getirilmelidir. Paranoya hastalığı olan kişiler olmayan bir şeyi yada varlığı var gibi göstermeye çalıştıklarından etrafta zarar verme olasılıkları çoktur.
Yaygınlık hastalığı olan kişilerde her zaman en iyisini ben bilirim, en iyisini ben yaparım ve kimse benden iyi bilemez gibi düşüncelere girerler. Genellikle 40 yaşından sonra görülen bir hastalık türüdür. Bu hastalığa yakalananların çoğu evlidir ve sosyo- ekonomik durumları oldukça iyidir.
Panik atak rahatsızlığı olan kişiler aniden beklenmedik bir anda beklenmedik bir tepki vererek ortaya çıkan kaygı, endişe korku karışımı bir nöbet türüdür. Bu hastalık kişiye başkalarına inanması gerektiğini ve başına kötü bir iş geleceğine kendisini inandırmasıdır. Panik atak sırasında bazı hastalar kalp krizi geçirdiklerini, aklını oynatacaklarını, felç geçireceğini ve düşüp bayılacağını hissederler. Panik atak hastalıkları her yaşta ortaya çıkabilir fakat en sık 20 30 yaşları arasında görülür. Ekonomik durumlar bağlantısı olmayıp her eğitim seviyesinde ki kişilerde görülmektedir. Panik atak kadınlarda erkeklere oranlar 3 kat daha fazla görülür. Panik atak hastalarının %80 kadınlardır ve evli insanların bekar veya dul kişilere oranla daha az rastlanır. Panik atak rahatsızlığı geçiren kişilerde şu bulgulara rastlanır:
Anksiyete kişi için tehlikeli bir durum yaratma ve tehlike algısını ortaya çıkaran bir tür hastalıktır. Kişinin sürekli korkuya kapılıp baş dönmesi, korku ve titreme gibi belirtileri ortaya çıkar. Genelde psikolojisi bozuk kişiler ve etrafta dikkat çekmek isteyen kişilerin ortaya çıkarmak istediklerini elde etme çabasıdır. Anksiyete belirtileri şu bulgulardır:
Sosyal fobi hastalığı 13 24 yaşları arasında görülür fakat daha büyük yaşlarda da görülme ihtimali vardır. Kadınlarda daha fazla görülmesine rağmen erkelerin bu konuda daha çok başvurdukları görülmektedir. Sosyal fobi rahatsızlığı daha çok ebeveynlerin aşırı derecede disiplinli olması ve aile bağlarının kopuk olmasından kaynaklanır.
Bu durum kişinin istemsiz bir şekilde hareket yada ses çıkartmasıdır. Süresi genellikle 1 saniyeyi geçmemektedir. Tikler bir bölgede veya bir kaç bölgede hissedilebilir. Yoğun stres, kaygı, bitkin düşmek, can sıkıntısı ve başkaları önünde aktif bir rol oynarken istemsiz olarak kendiliğinden gelişir. Yapılan araştırmalarda 1000 kişide 2-6 kişinin tik hastası olduğu saptanmıştır. Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla görülmektedir.
Kişi kafasına sürekli bir şeyler takarak ve bir an önce her şeyin olup bitmesini istediğinden uyku sorunu yaşar. Kişi de uyku sorunu varsa kafasına bir şeyler takmamalı ve sadece kendini uykuya vermelidir. Uyku sorununuzu her şeye rağmen çözemiyor iseniz bir psikolog desteği mutlaka almalısınız. İntihar girişimlerinin çoğu uykusuzluk problemi olarak ortaya çıkmaktadır. Uyku sorunu yaşıyorsanız eğer şunları yapın:
|